Gebelikte Deri Hastalıklarının Tedavisi - Prof. Dr. Ertuğrul Aydemir

Gebelikte Deri Hastalıklarının Tedavisi Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Gebelik, hormonal, immünolojik ve psikolojik değişiklikleriyle insan hayatındaki en özel dönemlerden biridir.  Bu özel dönemin özel hallerine en büyük organımız (ortalama 1.5 M2) olan derimiz de katılmakta ve gebe kadınların derilerinde de bazı özel değişiklikler ortaya çıkabilmektedir.  Bu değişikliklerin bazıları da, hem sağlık açısından sorun yaratabilmekte hem de psikolojik açıdan ciddi sorunlara neden olabilmektedir.  Bu hastalıklar, üç grupta ele alınabilir. Birinci grup, hemen hemen her gebede görülebilecek olan “Olağan veya Fizyolojik” deri değişiklikleridir. İkinci grupta gebelikle birlikte alevlenen, seyri değişen hastalıklar bulunurken, son grup ise yalnız gebelik ve benzeri durumlarda ortaya çıkabilen “Gebelik Dermatozları” adlı özgün gruptur.  Bu hastalıkları değerlendirirken unutulmaması gereken en önemli nokta ise gebelik dışı olarak görülebilen her hastalığın gebelikte de görülebileceğidir.

Gebeliğin Fizyolojik Deri Değişimleri*

Bu değişiklikler hemen hemen her gebede belli süreçlerde ve değişik şiddet derecelerinde olmak üzere görülebilir. Gebelikte görülen lekeler hiperpigmentasyon ve melazmadır.  Koyu renkli olan meme uçları, göbek çevresi, genital bölge, anüs çevresi ve koltuk altı daha da koyu görünüm alır.  Gelişen esmerleşme tam olmasa da doğum sonrası gerileyebilir. Benlerin sayısında, çaplarında artış görülebilir. Nadir olarak, çil ve nedbeler de esmerleşme gelişebilmektedir.

Melazma (kloazma0gebelik lekesi): Yüzde maske benzeri edinsel bir esmerleşme ile karakterize melazma, gebelerin yaklaşık % 70’inde gelişmektedir. Genellikle koyu tenlilerde ve gebeliğin ikinci yarısında ortaya çıkmaktadır. Yüzde; simetrik yerleşimli, düzensiz ve keskin sınırlıdır, yanaklar, çene, üst dudak, alın, kaş üstleri ve burun sevdiği alanlardır. Melazma, yaklaşık olarak hastaların % 30’unda da kalıcı olabilir. Sonraki gebeliklerde veya doğum kontrol hapı kullananlarda tekrarlayabilir. Güneş ışığı melazmayı şiddetlendirebilir veya kalıcı olmasına neden olabilir. Güneşten korunma çok önemlidir, rengi azaltan tedaviler kullanılabilirler.

Gebe kadınların hemen hepsinde değişik derecelerde kıllanma artışı gelişir. En çok yüzde olur, doğumdan sonraki 6 ay içinde veya bazı gebelerde son 3 ayda geriler.

Birçok kadın gebelik süresince saçlarının gürleştiğini ifade eder, doğum sonrasında ise çok 2-4 ay içerisinde yaygın saç kaybıyla sonuçlanır, bu dökülme genellikle 1-5 ay sürer.

Gebelikte karın, kalçalar ve bacaklarda çatlaklar görülebilir,  yaklaşık %90’ında, özellikle gebeliğin 6.-7. aylarında ortaya çıkar.  Pek çok yöntem denense de yatkınlık varsa engellemek olası değildir.  Yine bu dönemde halk arasındaki adıyla “et benleri” artar. Avuç içlerinde kızarıklık ve gövde de minik, kırmızı damar göllenmeleri artabilir. Zaman zaman yüzde, ellerde, diş etleri ve cinsel organlarda şişler olabilir.

Gebeliğe Özgü Deri Belirtileri

Gebeliğe özel deri hastalıkları özellikle kaşıntılı olup, yalnızca gebelik ve hemen sonrası dönemde görülen, bir grup hastalıktan oluşmaktadır. Bunlardan en ciddiye alınması gereken gebeliğin tekrarlayan nedensiz sarılığıdır (Gebeliğin İntrahepatik Kolestazı). Genetik yatkınlığı olan kişilerde, gebeliğin geç döneminde (%80’inde 30. haftadan sonra) ortaya çıkan şiddetli kaşıntılı geri dönüşümlü bir safra tıkanma veya yavaşlamasıdır. Bebek için erken doğum ve ölü doğum gibi ciddi tehlikeler olabilir. Büyük bir kısmı doğumdan sonra 24-48 saat içinde iyileşir  (sarılık 1-2 hafta içinde).

Diğer üçü de çok kaşıntılı olup, daha tehlikesizdir, ama kaşıntı ve deri belirtileri vardır. Tüm bu hastalıklarda dermatologla jinekolog ortak yardımcı olabilir.